قُلْ هَلْ
يَسْتَوِي
الَّذِينَ
يَعْلَمُونَ
وَالَّذِينَ
لَا
يَعْلَمُونَ
إِنَّمَا يَتَذَكَّرُ
أُوْلُوا
الْأَلْبَاب[1]ِ
İslam’ın Öğretmene Verdiği Önem
Kardeşlerim!
Yüce Dinimiz
İslam ilim öğrenme ve öğretmeye büyük önem vermiştir. Yüce
Kitabımızın ilk nazil olan ayetinin “OKU” manasında
olması bu hususu bizlere en açık şekilde beyan etmektedir. “Oku”
emrinin yer, zaman, cinsiyet ayrımı olmadan beyan edilmesi, Müslümana
ilmin kapılarının ardına kadar açık olduğunu
ifade içindir.
Karanlık
aydınlığa, batıl hakka, küfür imana, cehalet bilgiye,
faydalı ilim sayesinde kavuşmaktadır. İnsanın kendisine
faydalı ve zararlı olan şeyleri bilmesi, ancak ilim sayesinde
mümkündür.
Değerli Mü’minler!
Yüce Rabbimiz
ilim sahibi olanların değerini bizlere şöyle beyan eder “De
ki: “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” Ancak akıl sahipleri
öğüt alır”.[2] Dinimiz, insanın bildiklerini başkalarına
öğretmesini en büyük infak olarak kabul edilmiştir. Nitekim Peygamber
Efendimiz (sav) “Bilmeyenlere ilim
öğretmek sadakadır, sadakanın en faziletlisi de bir Müslüman’ın
ilim öğrenmesi ve başkalarına öğretmesidir.”[3]
buyurmuştur. İlk yaratılan Hz. Âdem’e
bilmediklerini öğreten Yüce Rabbimizdir. Bunun içindir ki öğretmenlik
mesleği yüce, kutsal bir meslektir.
Bütün
Peygamberler birer öğretmendi. Zira Sevgili Peygamberimiz (sav) “Ben ancak bir muallim/öğretmen olarak
gönderildim”[4]
buyurmuştur. İslam’dan önce
Arap toplumunun yaşayışına “Cahiliye Dönemi” adı
verilir. Peygamberimiz (sav) medeniyetten ve adaletten, insaf ve merhametten,
eğitim ve bilgiden uzak insanları zor şartlara rağmen eğitmiş,
onları bilgiyle güzel ahlakla ve medeniyetle buluşturmuştur.
Kardeşlerim!
Hem birey hem
de millet olarak hepimizin ortak hedefi maddi ve manevi bakımdan iyi
nesiller yetiştirmektir. Geleceğe güvenle bakmanın tek yolu
budur. Bu hedef ise bilgi sayesinde gerçekleşecektir. Çünkü bilgi güçtür. Yarınlarımızı
emanet edeceğimiz yavrularımızın eğitimini üstlenen
öğretmenlerimiz bu manada çok önemli ve kutsal bir görevi yerine
getirmektedirler.
Tarih boyunca
Müslümanlar, ilim adamlarına büyük değer vermişler, onlara son
derece saygı ve hürmet göstermişlerdir. Nitekim Hz. Ali Efendimiz (r.a)’a
atfedilen “Bana bir harf öğretenin kırk yıl
kölesi olurum” sözü bu
gerçeği te’yid etmektedir.
Bu vesile ile
yüce dinimiz İslam’ı bizlere anlatan, ilmi ve irfanıyla Ümmet i Muhammede faydalı olan ilim sahibi
hocalarımızı-öğretmenlerimizi minnet ve şükranla
anıyor, hayatta olanlara hayırlı uzun ömürler, ahirete irtihal edenlere
Cenab-ı Mevladan merhamet
niyaz ediyorum.
Fatih ÇAKIR
DİTİB
Wörth Ulu Camii Din Görevlisi