بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيم
يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ اِنَّ وَعْدَ اللّٰهِ حَقٌّ فَلَا تَغُرَّنَّكُمُ الْحَيٰوةُ الدُّنْيَا
وَلَا يَغُرَّنَّكُمْ بِاللّٰهِ الْغَرُورُ
وَقَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّي اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ:
الْمُسْلِمُ أَخُو الْمُسْلِمِ لاَ يَخُونُهُ وَلاَ يَكْذِبُهُ وَلاَ يَخْذُلُهُ كُلُّ الْمُسْلِمِ
عَلَى الْمُسْلِمِ حَرَامٌ عِرْضُهُ وَمَالُهُ وَدَمُهُ (…)
“Allah ile Aldatmak”
(12.07.2024)
Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Ey insanlar! Allah’ın verdiği söz gerçektir. Dünya hayatı sakın sizi aldatmasın, o aldatma ustası şeytan da Allah hakkında sizi kandırmasın.” [1]
Kıymetli Müminler!
En çok istismar edilen değerlerimizden biri de dindir. İslamiyet’in doğuşundan itibaren kötü niyetli kişi veya gruplar, dinin insanlar üzerindeki etkisini acımasızca kullanmış; dini, kendi kötü emellerine alet ederek inananların saf ve temiz duygularını suistimal etmişlerdir.
İstismar, bir kişinin iyi niyetini veya bilgisizliğini kötüye kullanarak ondan faydalanmak demektir. Din istismarı ise, dine ait değer ve kavramların maddi veya manevi çıkar elde etmek için çarpıtılarak anlatılmasıdır. Aldatmanın her çeşidi çirkindir, günahtır. Peygamberimiz (s.a.s.), “Bizi aldatan bizden değildir! ”[2] sözüyle her türlü aldatmaya karşı tavır ve tepkisini açıkça ortaya koymuştur.
Verdiği zarar açısından telafisi en zor aldatma, hiç şüphesiz ki Yüce Allah ile aldatmadır, Hz. Peygamber ile aldatmadır, mübarek Kur’an ile aldatmadır, din ile aldatmadır. Kişi, yaptığı bir alışverişte aldatılırsa, maddi zararını dünya hayatında bir şekilde telafi edebilir. Fakat din adına kandırıldığını ahirette fark ederse, bunun telafisi mümkün olmayacaktır.
Kıymetli Müminler!
Görünürde dine hizmet ettiğini söyleyen fakat anlattıklarıyla içten içe dini tahrif eden kişilere karşı uyanık olalım! Hurafeleri, doğru bilgiyle karıştırıp anlatan, ayet ve hadislerin anlamlarını bozarak aktaranlara karşı dikkatli olalım! Din adına konuştuğunu iddia edenlerin her sözüne körü körüne itibar etmeyelim!
Tarihimiz -maalesef- Allah ile aldatmanın yol açtığı nice acı örneklerle doludur. Çok değil, bundan sekiz yıl önce, 15 Temmuz gecesi, FETÖ tarafından Türkiye'de gerçekleştirilmek istenen hain darbe girişiminde demokrasi, insan hakları ve milli iradenin kalbi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi hedef alınmıştı. Bu hain darbe teşebbüsü de Allah ve din ile aldatmanın bir sonucuydu. Benzer bir tabloyla bir daha karşılaşmamak için yapılması gereken, Yüce Allah’ın vermiş olduğu akıl ve iradeyi doğru kullanmak; Kur’an’ın rehberliğinde, Peygamberimizin örnekliğinde, sahih dini bilgiyle hayatımıza yön vermeye çalışmaktır.
Kardeşlerim!
İnsan onur ve haysiyetine özellikle dikkat etmemiz gereken bir haram ay olan Muharrem ayı içerisindeyiz. Hürmete layık şu zaman diliminde Peygamberimizin şu önemli talimatını gelin bir kez daha hatırlayalım: “Müslüman, Müslüman’ın kardeşidir; ona ihanet etmez, ona yalan söylemez, onu yüzüstü bırakmaz. Her Müslüman’ın ırzı, malı ve kanı bir diğer Müslüman için dokunulmazdır.”[3]
Kardeşlerim!
Girmiş olduğumuz Hicrî yeni yılımız mübarek olsun. Muharrem ayının onuncu günü olan ve önümüzdeki Salı günü idrak edeceğimiz âşura günü, bir arada yaşama kültürümüzün gelişmesine, birlik beraberliğimizin güçlenmesine vesile olsun.
Hutbeme son verirken, hain darbe girişiminin yıldönümünde, insan hak ve özgürlüklerini korumak, demokrasi ve milli iradeye sahip çıkmak uğruna hayatını feda eden bütün şehitlerimize bir kez daha Yüce Rabbimden gani gani rahmet, gazilerimize sağlıklı, bereketli ve hayırlı ömürler niyaz ediyorum.
DİTİB Hutbe Komisyonu