Hutbeler

PDF-Dosyası Cuma Hutbesi (PDF)
 

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيم

وَلَا تَكُونُوا كَالَّذ۪ينَ تَفَرَّقُوا وَاخْتَلَفُوا مِنْ بَعْدِ مَا جَٓاءَهُمُ الْبَيِّنَاتُۜ وَاُو۬لٰٓئِكَ لَهُمْ عَذَابٌ عَظ۪يمٌۙ.

وَقَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّي اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ:

اَلْمُسْلِمُ مَنْ سَلِمَ النَّاسُ مِنْ لِسَانِهِ وَيَدِهِ

 وَالْمُجَاهِدُ مَنْ جَاهَدَ نَفْسَهُ فِي طَاعَةِ اللَّهِ

 وَالْمُهَاجِرُ مَنْ هَجَرَ الْخَطَايَا وَالذَّنُوبَ.

 

“Birlik ve Beraberliğin Sembolü: Aşure”
(19.07.2024)


Kardeşlerim! Aziz Müminler!

Gelişiyle kalplerimize hem hüzün hem de tefekkür tohumları eken zaman dilimlerinden biri de, içerisinde bulunduğumuz Muharrem ayıdır. Muharrem ayı,  bazı peygamberlerin hayatlarında önemli gelişmelerin yaşandığı,[1] Peygamberimizin (s.a.s) de ‘’Ramazandan sonra en faziletli oruç, Allah’ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur.’’[2] sözüyle önemine işaret ettiği mübarek bir aydır.

Aylardan Muharrem olunca akıllara Hicrî Takvim, “Hicrî Takvim” denince de akıllara  “hicret” gelir. Hz. Ömer’in devlet başkanı olduğu dönemde takvim başlangıcı olarak kabul edilen hicret, Peygamberimiz ve ona güvenen müslümanlar tarafından Mekke’den Medine’ye doğru yapılan umut yolculuğudur.  Peygamberimizin (s.a.s) çizmiş olduğu geniş bakış açısına göre ise hicret, Yüce Allah'ın yasakladıklarından yüz çevirmek, hata ve günahlardan uzaklaşmaktır.[3] Rabbim bizleri yanlıştan doğruya, günahtan sevaba hicret edebilen hakiki muhacirlerden eylesin.

Aylardan Muharrem olunca akıllara gelen diğer bir olay, ümmetin ortak acısı olan Kerbela hadisesidir. Kerbela, Peygamberimizin torunu Hz. Hüseyin’in, aralarında bebek, çocuk ve kadınların da bulunduğu 72 kişinin, zulüm ve adaletsizliğe baş kaldırırken şehadete ulaştıkları yerin adıdır.

Bir derttir Kerbela! İbret almasını bilenler için aynı zamanda büyük bir derstir Kerbela! Kerbela olayı bizlere zulme karşı sessiz kalmamayı öğretir. İnandığımız değerler uğruna mücadele etme cesareti verir. Bize düşen görev, benzer acıları tekrar yaşamamak için yaşananlardan ders almaktır. Yapmamız gereken, Yüce Rabbimizin “Kendilerine açık ve net deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın!”[4] uyarısını dikkate almaktır.

Kardeşlerim!

Kendine has öğretisiyle medeniyetimizde önemli bir yeri olan kültür miraslarımızdan biri de, Muharrem ayı vesilesiyle dağıtılan aşure aşıdır. Aşureyi sadece bir yiyecek olarak değerlendirmek elbette yanlıştır. Aşurenin, birbirinden farklı tat ve lezzete sahip gıdaların bir araya gelmesiyle bambaşka bir tad ve lezzete dönüşen; birlik ve beraberliğin, bolluk ve bereketin sembolü olduğunu unutmayalım. Farklılıklarımıza rağmen bir arada yaşama kültürümüzün simgesi olan aşurenin hem lezzetinden hem öğretisinden -inancı ne olursa olsun- komşularımızı da mahrum bırakmayalım.

Rabbim, ders ve ibretlerle dolu bu mübarek ayı hakkımızda hayırlı eylesin; birlik beraberliğimizin daha da güçlenmesine vesile kılsın.

DİTİB Hutbe Komisyonu

 

[1] Buhârî, “Savm”, 69; Müsned, II, 359-360
[2] Tirmizî, Savm, 40.
[3] İbn Hanbel, 39, 381 (No. 23958)
[4] Al-i İmran, 3/105.

 

2024-07-19