2013-11-14 | Haber
Çifte vatandaşlık tartışmaları siyasetin uyuma direndiğinin göstergesidir
Siyaset bireylerin, toplumun ve devletin çıkarlarını eşit şekilde gözeterek hareket etmelidir. Bireylerin hayat hikayelerinin bir parçası olan vatandaşlık herhangi bir derneğe üyelik gibi değiştirilebilecek, bir başka ülkenin vatandaşlığı ile bunun arasında seçim yapılabilecek birşey değildir. Bugünlerde gündeme getirildiği gibi “dondurulacak” birşey hiç değildir. Bu yaklaşım bizlere, kişisel göç hikayelerinin göz önünde bulundurulmadığını, ayrıca göç alan bir toplumum kriterleri ve temel şartlarına göre hareket edilmediğini göstermektedir. Bu sorunun ise ancak modern bir vatandaşlık yasası ve iyi bir uyum politikasıyla üstesinden gelinebileceği kanaatindeyiz.
Siyasi arenada söz sahibi olan aktörlerin bu günlerdeki söylemlerden halen uyuma karşı bir direncin olduğunu görüyor, anlıyoruz. Bu dirence şiddetle karşı koymamız gerekmektedir, zira bu tartışmalar on yıllarda kaydedilen gelişmeleri boşa çıkarıyor.
Tartışmaların odağındaki sorunlar, çoktandır uyum sağlamış olan insanlardan değil, bu insanların uyum sağlamalarını istemeyen politikacılar ve onların ürettiği politikalardan, anayasanın herkes için eşit haklar öngörmesine ve yürürlükte olan kanunlara rağmen “Milyonlarca insanın çifte vatandaşlığa” sahip olmalarını ve böylelikle “Almanya içerisinde kalıcı bir Türk azınlığı” haline gelmelerini önlemek için türlü istisnaları icat eden halen kırılamayan önyargılar ve siyasetin taleplerinden kaynaklanıyor. Alman İçişleri Bakanı Friedrich “Münchner Merkur” gazetesine verdiği bir demeçte kaygılarını “Bunun Alman toplumunun kimliğinin uzun vadeli değişime uğraması anlamına geleceği” şeklinde ifade etmiştir. Pekiyi, vatandaşlıkların arasında seçim yapmaya zorlayan opsiyon modeli bundan farklı birşey midir? Kısacası, bu hem ırkçı hem de nezaketsiz bir tutumdur!
Alman Sosyal Demokrat (SPD) Partisi Genel Başkanı Sigmar Gabriel’in daha geçtiğimiz haftasonunda çifte vatandaşlığı büyük koalisyon hükümeti için şart koştuğuna dair açıklamasını bu nedenle yerinde buluyoruz. Seçimlerde oy kullanan göçmenlerin, Sosyal Demokratların 2013-2017 hükümet programını onaylamalarında partinin bu söylemi önemli bir rol oynamıştı.
Hükümet programında şöyle denilmişti: “Özellikle de Almanya’nın çocuklarının Alman vatandaşı olmalarını ve Alman vatandaşı kalmalarını istiyoruz. Burada doğan kız ve erkek çocukları geri vermemek üzere Alman vatandaşlığını alacaklardır. Gençleri reşit olmaları halinde iki vatandaşlık arasında bir seçim yapmaya zorlayan opsiyon modelini kaldırıp, çifte vatandaşlığı genelde kabul edeceğiz.”
Bu nedenle vatandaşların ve seçmenlerin taleplerinin dile getirildiği geniş çaplı kampanyalar düzenlemeye, Sosyal Demokrat Partisini de ayrıca seçim vaadini yerine getirerek hükümet programında vaadettiği çifte vatandaşlığı koalisyon görüşmelerinde gerçekleştirmeye davet ediyoruz.
Yönetim Kurulu
DİTİB Genel Merkez