Hutbeler


.وَاسْتَع۪ينُوا بِالصَّبْرِ وَالصَّلٰوةِۜ وَاِنَّهَا لَكَب۪يرَةٌ اِلَّا عَلَى الْخَاشِع۪ينَ

:وَقَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّي اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
.رَأْسُ الْأَمْرِ الْإِسْلاَمُ وَعَمُودُهُ الصَّلاَةُ

Dinin Direği, Cennetin Anahtarı: Namaz
(03.10.2025)

Kardeşlerim! Aziz Müminler!
İslam’ın beş temel esasından biri de namaz kılmaktır.1 Namaz, ergenlik çağına ulaşmış, aklı başında her Müslümanın yerine getirmesi gereken en önemli kulluk görevlerinden biridir. Yüce Rabbimiz, kendisine inanıp güvenenleri sabah, öğle, ikindi, akşam ve yatsı olmak üzere günde beş defa huzuruna davet etmektedir.2 Günde beş vakit namaz, Allah’a inanıp güvenen her Müslümana farzdır. Gence de farzdır, ihtiyara da farzdır. Emekli olana da farzdır, çalışana da farzdır. İşi az olana da farzdır, işi çok olana da farzdır. Hasta olana da farzdır, yolcu olana da farzdır. Beş vakit namaz, kalbi kirli olana da farzdır, kalbi temiz olana da farzdır.

Kardeşlerim!
“Amellerin en faziletlisi vaktinde kılınan namazdır”3 buyurmuş Hz. Peygamber (s.a.s). Namazı dinin direği4 olarak ifade eden Peygamberimiz, kıyamet gününde kulun ilk önce hesaba çekileceği şeyin namaz olduğunu bildirmiş;5 rükûları, secdeleri, abdestleri ve vakitlerine riayet ederek beş vakit namazı kılmaya devam eden kimsenin cennete gireceğini müjdelemiş.6

Allah’ın davetine muhatap olan bir mümin, namazını terk etmez, ‘daha sonra kılarım!’ düşüncesiyle namazını kazaya bırakmaz. Çünkü namaz, ertelenebilecek, aceleye getirilecek, araya sıkıştırılacak veya aradan çıkarılacak bir ibadet değildir. Namaz, Allah ile buluşmaktır. Namaz, Allah ile konuşmaktır.7 Namaz Allah ile kulluk sözleşmemizi tazelemektir. Namaz, “Allah-u Ekber! Allah-u Ekber! Allah-u Ekber!” diyerek, gerçek büyüğün yalnızca Yüce Allah olduğunu haykırmaktır. Namaz, “kula kul olmaya hayır!” demenin vücut bulmuş hâlidir.

Namazda kıyam vardır, rükû vardır, secde vardır. Kıyam, dirilişin sembolüdür; rükû, teslimiyetin göstergesidir; secde ise8 kulun Rabbine en yakın olduğu, kulluğunun en derin ifadesidir. Dünyanın neresinde olursa olsun bütün müminlerin namaz kılarken aynı yöne dönmesi, inanç ve gönül birliğinin en güçlü göstergesidir. Kıble, Müslümanlara birlik ve beraberlik bilinci aşılayan, onları tek bir saf hâlinde toplayan ilahî bir pusuladır.

Kardeşlerim!
Kıbleye her yöneldiğimizde, bir önceki kıblemiz olan Kudüs’ü de mutlaka hatırlayalım. Bir zamanlar “Darusselam” yani “Barış Yurdu” olan o kutsal toprakların yeniden barış yurdu olması; orada yaşayanların, çocukların, yaşlıların ve kadınların huzur içinde yaşamaları için Yüce Rabbimize dua edelim.

Kardeşlerim!
Unutmayalım! Kul, eğer namazını hakkıyla kılarsa o zaman namaz da insanı kılar. Hakkını vererek kılınan namaz, insanı merhametli kılar, vicdanlı kılar, adaletli kılar. Namaz insanı temiz kılar, disiplinli kılar. Namaz insanı edepli kılar, saygılı kılar, alçak gönüllü kılar. Namaz insanı, şuurlu kılar, sorumlu kılar, duyarlı kılar. Namaz insanı dört dörtlük Mümin, dört dörtlük Müslüman, dört dörtlük insan kılar.

Kardeşlerim!
Namaz, insanın omzuna yük olsun diye değil, aksine hayatın yükünü hafifletmek için emredilmiştir. Çünkü kulun geçirebileceği en kıymetli an, Yüce Allah’ın huzurunda olduğu andır. Peygamberimizin dünyasında namaz, zoraki ve sıkılarak yapılan bir ibadet değil; huzur bulduğu, sığındığı bir liman olmuştur. O, namazı bir yük değil, gönül aydınlığı9 olarak görmüş; namaz vakti girdiğinde “Ey Bilâl! Ezan oku da bizi ferahlat”10 diyerek sevinçle namaza yönelmiştir.

Kardeşlerim!
Bugün yüzümüzü Allah’a dönmezsek, yarın hesap gününde Rabbimizin huzuruna çıkacak yüzümüz olmaz. Namaz cennetin anahtarıdır.11 Unutmayalım ki bugün bizi namaza kaldırmayan bir iman, yarın bizi cennete ulaştıramaz.

Rabbim! Bizleri ve soyumuzdan gelen nesillerimizi namazı düzgün ve sürekli kılanlardan eyle! Rabbim! Bizleri namazla dirilen, namazla arınan, namazda doğrulan kullarından eyle! (Âmin)

DİTİB Hutbe Komisyonu


Kaynaklar:
1) Buhârî, Îmân, 2.
2) Taha, 20/130; Bakara, 2/238; Hud, 11/114; İsra, 17/78; Rum, 30/17.
3) Buhârî, Tevhîd, 48.
4) Tirmizî, Îmân, 8; İbn Hanbel, V, 231.
5) Nesâî, Muhârebe, 2.
6) İbn Hanbel, IV, 266.
7) Buhârî, Salât, 36.
8) Müslim, Salât, 215.
9) Nesâî, İşratü’n-nisâ, 1.
10) Ebû Dâvûd, Edeb, 78.
11) Tirmizî, Tahâret, 1.

2025-10-03