2009-12-01 | Basın Açıklaması
Diyanet İşleri Türk İslam Birliği Pazar günü İsviçre’de yapılan minare yapımı referandumunun sonuçlarını üzüntüyle karşılamıştır.
Referandumun sonucu, aydın bir toplum için çağ dışı ve İsviçre’de de geçerli olması gereken insan hakları açısından bir yas günüdür. Bu sonuç aynı zamanda İsviçre’nin demokrasisine de halel getirmiştir. Zira referandumun sonucu din özgürlüğünün temel değerlerini ihlal etmiştir. Minare yasağıyla insanların dinlerini açık bir şekilde yaşayabilmeleri engellenmek istenildiğinden, oylama sonucu din hürriyetine kesin bir kısıtlama getirmektedir. Ne yazık ki bu kısıtlamaya hukuki geçerlilik kazandırılmak istenmektedir. İbadethanelerin görüntüsünü referandumla oylamaya sunmak bir toplumu bölebilir. Nitekim İsviçre halkı oylamadan sonra bölünmüştür. Oylamaya katılım oranı yüzde 54’ü bulurken bunların yüzde 43’ü minare yapımına olumlu oy vermiştir. Bunlar hoşgörülü, açık ve aydın bir topluma evet demiştir. Diğerleri ise maalesef evet diyememişlerdir. DİTİB, yetkilileri sağduyuya davet ederek referandum sonucunun ve uygulanıp-uygulanmamasının tekrar gözden geçirilmesini istemektedir. Avrupa’daki aşırı sağcıların, insanları İslamiyet‘e karşı ayaklandırmak için referandum sonucunu kullandıklarını görmek de ayrıca, endişe vericidir. Ümit ediyoruz ki, aşırı sağcılar bu oylama sonucunu daha fazla istismar etmezler. Referandum sonucunun nedenleri araştırılarak, camiler hakkındaki yanlış ya da eksik bilgiler mutlaka düzeltilmelidir. Burada İsviçre’nin yapması gereken, Müslüman teşkilatlarıyla birlik olup İsviçre toplumunun bu referandumla açığa çıkan İslam Dini ile ilgili yanlış düşüncelerini yoğun bir bilgilendirme kampanyasıyla değiştirmektir. İsviçre ancak o zaman, aşırı sağcıların oluşturduğu gerilimden kurtulabilir. Halk oylamasına müsaade veren direkt demokrasi sistemine saygımız sonsuzdur. Ancak, din hürriyetinin de içine girdiği temel hak ve özgürlükler dokunulmazdır. Bu nedenle de halk oylamasına sunulması sakıncalı sonuçlar doğurur. Bu referandum, açık ve net bir şekilde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini ihlal etmektedir. Ne yazık ki, Avrupa’daki hukuki düzenlemeler bu kadar açık ve net iken, İsviçre referandum sonucunu anayasasına almak istemektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne mutlaka götürülecek olan referandum sonucunun, düzeltileceği umudunu taşımaktayız. Diyanet İşleri Türk İslam Birliği
|