DİTİB Eğitim ve Kültür Müdürlüğü’nün organize ettiği, T.C. Düsseldorf Baskonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi ve DİTİB Genel Başkan yardımcısı Mustafa Üstün, Eğitim Ataşesi Mehmet Bektaş, Psikolog Bettina Sobetzko, DİTİB Eğitim ve Kültür Müdürü Işık Uğurlu ve Terapist Astrid Kretcmann’ın konusmacı olarak katıldığı, “Förderschule Problemi ve Ailenin Okul Eğitimi’ndeki Önemi” konulu seri konferansların ücüncüsü, Neuss-Norf Ayasofya, Dormagen ve Neuss Merkez Camilerinin katılımıyla, Neuss-Norf Camii Konferans Salonu’nda yapıldı.

Velilerin büyük ilgi gösterdiği konferansta, Alman okullarındaki Türk öğrenci ve velilerin karşılaştıkları sorunlar, eski adı Sonderschule, şimdiki adı Förderschule olan özürlü öğrencilerin devam ettiği okullar, yaşadıkları eğitim ve psikolojik problemler hakkında bilgiler verildi.

Açılış konuşmasını Neuss-Norf Ayasofya Camii Dernek Başkanı Mustafa Ünlü’nün yaptığı konferansta, Din Hizmetleri Ateşesi Mustaf Üstün, İslam’ın çocuk eğitiminde anne ve babaya yüklediği sorumluluklara değindi. Üstün; “Çocuklarımızın gerek aile içi eğitiminde, gerekse okul eğitiminde üzerine düşen görevleri, gerekirse uzman eğitimcilerinde yardımıyla, canla-başla yapmaları gerekmektedir. Bu konuda anne ve babaya, din görevlisine ve kısacası herkese görev düşmektedir. Ben görevli olduğum çesitli zamanlarda, bir çok öğrencime yapılan haksızlıkları, kendi çabalarımla önlediğim için bilmekteyim. Bu çocukların bir çoğu bugun üniversite okumaktadırlar. Ayrıca önünüze konan her belgeyi anlamadan, anlayana göstermeden imzalamayınız” dedi.

Eğitim Ateşesi Mehmet Bektaş, Türk çocuklarının genel eğitim problemlerine ve velilerdeki ilgisizliğe dikkat çekerek; “Çocuklarınızın öğretmenleri ve okul idaresiyle devamlı kontak halinde bulunun. Okullarda büyük çoğunlukta Türk çocuğu okumasına rağmen, velilerimiz okullarda sınıf ve okul temsilciliklerine talip olmamaktadır. Bu da ilerde okulda meydana gelecek haksızlıklara müdahale edememek anlamına gelmektedir. Mümkünse Almancası yeterli olan velilerimiz, okul aile birliği temsilciliklerine talip olsunlar” dedi.

DİTİB Eğitim ve Kültür Müdürü Işık Uğurlu, Förderschule’nin tarihcesi ve Almanya’daki uygulamaları hakkında bilgi verdi. Alman okullarında Türk öğrencilere yönelik yapılan ayrımcılığa dikkat çekerek, velilerin nerelerde, hangi safhada ve nasıl çocuklarına yardımcı olabileceklerini anlattı. Uğurlu; “Eğitim çocuğun hakkıdır ve aile bu hakkı çocuktan esirgeyemez, bunun için çocuğunuzun okuma hakkını mutlaka hukuki yolları da deneyerek koruyunuz” dedi.

Kamen Psikolojik Danışmanlık Merkezi Müdürü ve Psikolog Bettina Sobetzko, ögrencilerin okul hayatında kendi aralarında ve öğretmenlere yönelik davranışlarının, sosyolojik ve psikolojik tahlilini yaparak: “Öğrenciler aslında, öğretmenler tarafından henüz tam keşfedilememişlerdir. Bazı eğiticiler, henüz öğrencilerin davranışlarını tahlil edememektedirler. Bu sebeble çoğu zaman suçu olamayan öğrenciler suçlanabilmektedir veya cezalandırılmaktadır. Bu öğrenciler yabancı olursa, bu suçlama daha da belirgin olmaktadır. Öğrenciler arasındaki ilişkiler de, aynı şekilde okul idarecileri ve öğretmenler tarafından tam etüd edilememektedir. Okullardaki ayrımcılıkda buna eklenince, gerçekten haksız şekilde birçok öğrenci Förderschuleye gönderilmektedir.

Türk çocuklarının utangac, çekingen veya Almanca’yı tam bilememeleri, onların Förderschule’ye gitmelerini gerektirmez. Förderschule’ye, beyinsel ve vucutsal problemleri olanlar normal olarak gönderilir. Çocuğun Almanca bilmemesi, Sonderschule sebebi olamaz. Şayet çocuğunuz haksız şekilde Förderschule’ye gönderilmesine itirazınız vasa, onu mutlaka istediğiniz bir psikioloğa götürünüz ve bilirkişi raporuyla destekleyiniz. Buralardan alınan olumlu raporlarla, çocuklarınızın yaşayacağı yanlışlığı önlemiş olursunuz” dedi.

Terapist Astrid Kretcmann, çocuklardaki kekemeliği, beyin fonksiyonlarının çalışmaması durumunda çocuğun konuşma ve anlama kapasitesine nasıl etki ettiğini anlattı ve tedavi yollarını gösterdi.