T.C. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Görmez, DİTİB Merkez’de vatandaşlarımızla Cuma sohbetinde buluştu.

Merkez Camii’ni dolduran binlerce vatandaşımıza hitap eden Görmez: “Sözlerime başlarken hepinizi Allah’ın selamı ile selamlıyorum. Yüce Rabbimiz, üzerimize doğmakta olan Ramazan’ın rahmetinden hem bizleri, hemde bütün insanlığı nasibdar eylesin.

Manevi güzelliklerle dolu olan Ramazan ayı, müminler için bir rahmet ve mağfiret mevsimidir. Bu kıymetli zaman dilimini ibadet ve iyiliklerle değerlendiren mümin, ebedi mutluluğun kapısını açar. Kur’an-ı Kerim, “Ey iman edenler, sizden öncekilere oruç farz kılındığı gibi sizlere de oruç farz kılındı, ta ki korunasınız, kendinizi muhafaza edebilesiniz, muttaki olasınız, dünyada takvaya, ahirette de cennete kavuşasınız” diye buyuruyor. Bu ayı fırsat bilmeli, elden geldiği kadar ibadet etmelidir. Allah’ü Teâlâ’nın razı olduğu işleri yapmalıdır. Bu ayı, ahireti kazanmak için fırsat bilmelidir. Kur’an-ı Kerim’in indiği ay olan Ramazan ayı mübarek bir aydır. Bu ay bereket ayıdır. Allah’ü Teâlâ bu ayda, günahları bağışlar, duaları kabul eder.

Ramazan ayı, bizi her türlü kötülükten muhafaza etmek üzere, bizim yanlışlıklarımızı ortadan kaldırmak üzere, bizim gönül dünyamızı taamül ve mamül etmek üzere gelir ve gider. Önemli olan bizim farkında olmamızdır.

Ramazan’ın kelime anlamı, kavurucu, yakıcı ve ateş demektir. Ramazan’da günahlarımız, yanlışlıklarımız kavrulur, yakılır ve yanar gider. Ayrıca Ramazan her yıl düzenlenen ve  insanları eğiten bir ilahi mekteptir. Biz de her yıl bu ilahi mektebe kayıtlarımızı yaparız, bir ay sürer ve daha sonra bayram yaparak bitiririz. Bu her yıl tekrarlanır. Ama ömrün nasıl aktığının farkında olmayanlar Ramazan’dan faydalanmak konusunda cimri davranırlar. Bu Ramazan Mektebi’nin muhteşem bir programı var. Sahurla başlayan program, oruç ibadeti ile devam eder, ardından iftar gelir. Kulun Allah’a en yakın olduğu an ise iftar vaktidir.

Yine ibadet ile ilgili “Kulumun bana en yakın olduğu an secde anıdır” buyurulmaktadır. Hemen arkasından teravih başlıyor. Bunların yanında en önemlisi Kur’an ayıdır. Mukabelelerle ruhumuz, bin geceden daha hayırlı Kadir Gecesi’ni icra ediyoruz.

Bu ay içerisinde fitre verilerek fakirler doyurulur. Bunlar Ramazan mektebinin zenginlikleridir. Böyle devam eden bu muazzam programı, bayram namazı ve bayramlaşarak sonuçlandırıyoruz.

Oruç nefsi terbiye eder, ruhu olgunlaştırır, sabır ve irade gücü kazandırır, ahlakı güzelleştirir ve sağlığı korur. Peygamberimiz Ramazan’ı üç bölüme ayırır. Evveli rahmet, ortası mağfiret, son kısmı her türlü azaptan beraattır.

Peygamber Efendimiz, Ramazan-ı şerifin fazileti hakkında buyuruyor ki: “Ramazan ayı mübarek bir aydır. Allahü teâlâ, size Ramazan orucunu farz kıldı. O ayda rahmet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır, şeytanlar bağlanır. O ayda bir gece vardır ki, bin aydan daha kıymetlidir. O gecenin (Kadir gecesinin) hayrından mahrum kalan, her hayırdan mahrum kalmış sayılır” İsteyen inanır, isteyen inanmaz, isteyen oruç tutar, isteyen tutmaz. Samimiyet yoksa, din de yoktur. Din nasihattir, nasihat ise samimiyettir.” Samimi olmayanın inancını Allah makbul görmez.

Sizin gönül dünyanızda rahmet çiçeği açıyorsa, iftar sofranızda, dostlarınızla ve arkadaşlarınızla rahmet ve mağfiret çiçeği açıyorsa, işte bu rahmetten bütün komşularınız, dostlarınız ve bütün insanlık istifade edecektir.

Cenab-ı Hak, Ramazan’a sağlık ve sıhhat içerisinde ulaşan ve kavuşan, Ramazan’ın ilk 10 gününde ilahi rahmete ulaşan, ortasında mağfireti bulan ve sonunda da Peygamberimiz’in ifade buyurduğu gibi: “her türlü kötülükten beratını almış olarak, bayrama kavuşan kullarından eylesin. Ben şimdiden Ramazan’ınızı, idrak edeceğimiz Kadir Gecenizi ve sonunda idrak edeceğiniz Bayramınızı tebrik ediyorum” dedi.