DİTİB Online Haber Bülteni & Basın Açıklamaları


2008-04-24 | Haber

İslam Medeniyeti’nde Birlikte Yaşam Tecrübesi




Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) tarafından, Köln DİTİB Merkez Konferans Salonu’nda, “İslam Medeniyeti’nde Bir Arada Yaşama Tecrübesi” konulu bir panel düzenlendi.



Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üylerinden Prof. Dr. Mehmet Özdemir, Prof. Dr. İsmail Hakkı Ünal ve Prof. Dr. Nesimi Yazıcı ile Köln Katolik Başpiskoposluğu Diyalog Sorumlusu Teolog Dr. Thomas Lemmen tarafından verilen panele, T.C. Köln Başkonsolosu Kemal Demirciler, T.C. Berlin Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri ve DİTİB Genel Başkanı Sadi Arslan, ABD’nin Düsseldof Başkonsolosu Matthew G. Boyse, T.C. Düsseldorf Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi ve DİTİB Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Üstün, T.C. Essen Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi İbrahim Gündüz, T.C. Köln Başkonsolosluğu Muavin Konsolosu B. Utku Atahan, Din Hizmetleri Ataşesi Hasan Çınar ve Eğitim Ataşesi Uğur Acar, DİTİB Yönetim Kurulu Üyesi Ayten Kılıçarslan, DİTİB Genel Müdür V. Mehmet Yıldırım, DİTİB birim müdürleri, DİTİB dernekleri din görevlileri ve dernek yöneticileri, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ile çok sayıda Türk ve Alman davetli katıldı.



Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle organize edilen ve daha önce, Münih, Stuttgart, Karsruhe ve Frankfurt’ta çok sayıda davetlinin iştirakiyle gerçekleştirilen paneller dizisinin Köln’deki programında bir konuşma yapan, T.C. Berlin Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri ve DİTİB Genel Başkanı Sadi Arslan, “Artık Kutlu Doğum haftası yerine ayı diye bileceğimiz bu ayda Peygamberimiz (s.a.v.) hatırlıyor, O’nu anıyor, anlamaya çalışıyor ve hayatımıza örnek alıyoruz. Bu yıl ilk kez farklı olarak kendi halkımıza dönük kutlamaların yanı sıra, başka inanç ve kültürlerle, “beraber yaşama  tecrübesini” konu alan paneller dizisi düzenliyoruz. Konuyla ilgili iki ülkeden uzmanlarımız bizleri aydınlatıyor. Biz burada farklı inançlarla yaşadığımızdan buna çok ihtiyaç var” dedi.
İslam tarihinin Peygamberimiz’den itibaren farklı kültür ve inançlarla beraber yaşandığını aktaran Arslan, “Kuran-ı Kerim ‘Dinde zorlama yapılamayacağı, insanların farklı dinde olabileceğini’ söylüyor. İmkan tanıyor. Peygamberimiz de özellikle Medine’de, Yahudi ve Hıristiyanlarla anlaşmalar yapmış çok güzel ilişkiler içinde olmuştur. İslam tarihinde bizim bu konuda ciddi bir sıkıntımız yoktur. Batı’da da 50 yıldan beri farklı kültürlerle yaşıyoruz. Artık beraber programlar yapıyor, aynı sofrada iftarlar açıyoruz. Bir adım daha ilerisi olarak Hıristiyan dostlarımız bizlere iftarlar veriyorlar” dedi.



Zaman zaman dinlerin kutsallarına hakaretlerin de olduğunu hatırlatan Arslan, “Bunların sayısı az da olsa inananları, bizleri rahatsız ediyor. Hangi inanç olursa olsun kutsal kutsaldır. Kişiler inanmakta özgürdür ama diğerinin kutsalına saygı duymak zorundadır” dedi.

Alman halkının çoğunun din özgürlüğünden yana olduğunu belirten Arslan, DİTİB’in Almanya’nın her bölgesinde camileri olduğunu ve rahatça ibadet edildiğini hatırlattı. Köln Camii’nin hoşgörü ve tolerans projesi olduğunu söyleyen Arslan sözlerini, “İyi bir gelecek için farklılıklarımıza rağmen beraber yaşak zorundayız. Dünya barışının başka alternatifi yoktur” diyerek bitirdi.

Sunumu DİTİB tercümanı Türkan Beki tarafından gerçekleştirilen çevirisini ise DİTİB Dinler ve Kültürler Arası İlişkiler Müdürü Bekir Alboğa’nın yaptığı Panel’de konuşan Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Hakkı Ünal, Peygamberimiz’in ve bütün peygamberlerin savaşla değil, barış ve sevgiyle, dini tebliğ etmekle yükümlü kılındıklarını söyledi. Kur’an da Ehl-i Kitap’a yapılan ‘Gelin Allah’ın bir olduğunda buluşalım’ ifadesinin İslam’ın özeti gibi olduğunu belirten Ünal, İslam’a giriş gibi çıkışın da serbet olduğunu, dinden dönenlerin öldürülmesinin Kur’an ve sünnette yer almadığını ifade etti. İslam’da savaşın din yaymak amacıyla yapılamayacağını vurgulayan ve savaşların sadece savunma savaşı olduğunu belirten Prof. Dr. İsmail Hakkı Ünal,
Kur’an’daki savaş ve barış ayetlerinin hepsinin birlikte indiriliş  nedenleriyle değerlendirilmesi halinde, asıl amacın anlaşılabileceğini aktardı.



Peygamberimiz’in diğer inanç mesuplarıyla birlikte yaşam için oluşturduğu 50 maddelik Medine Vesikası’nın bazı hukukçularca yazılı ilk Anayasa olarak görüldüğünü bildiren Ünal, Peygamberimiz’in Hıristiyanlara kendi mescidinde ibadet etmesine izin verdiğini belirtti ve “Bütün dinler barış için gönderilmiştir. İslam tarihinde yanlış uygulamalar, istisna olarak vardır ama genel tablo budur” dedi.

Prof. Dr. Mehmet Özdemir ise şimdiki İspanya topraklarında hüküm sürmüş olan Endülüs Devleti’nde çok dinli ve kültürlülüğün nasıl barış içinde, yan yana yaşandığını anlattı.

Üç dine mensup bilim adamlarının Endülüs’te bilgilerini paylaştıklarını aktaran Özdemir, Endülüs’de Avrupa düşüncesinin temellerinin atıldığını bildirdi.
Köln Katolik Başpiskoposluğu Diyalog Sorumlusu ve Teolog Dr. Thomas Lemmen ise Hıristiyanlık’ta İslam’a ve Hz. Muhammed’e bakışı ve ikinici Vatikan Konsil kararlarıyla Müslümanlara olan olumlu yöndeki değişimi anlattı.
Panel, Prof. Dr. Nesimi Yazıcı’nın, Osmanlı Devleti’nde değişik inançlara mensup insanların, asırlar boyunca nasıl barış ve adalet içinde yaşadıkları hakkında kapsamlı bir sunumuyla sona erdi.