DİTİB Online Haber Bülteni & Basın Açıklamaları


2008-03-12 | Haber

“Almanya’da Camiler, Mimarisi, Fonksiyonları ve Entagrasyona Katkıları” Konulu Sempozyum

T.C. Hannover Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşeliği ile DİTİB’in ortaklaşa düzenlemiş oldukları “Almanya’da Camiler, Mimarisi, Fonksiyonları ve Entagrasyona Katkıları” konulu sempozyum, Hannover yakınlarındaki Springe’de İGBC Heimvolkshochschule’de yapıldı.



Camileri konu alan iki günlük bilimsel çalışmaya, T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı Dış İlişkiler Dairesi Başkanı Prof. Dr. Ali Dere, T.C. Berlin Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri ve DİTİB Genel Başkanı Sadi Arslan, T.C. Hannover Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi Mehmet Emin Çetin, Frankfurt Goethe Üniversitesi Vakıf Profesörlüğü Bölümü’nden Prof. Dr. Abdullah Takım, DİTİB Genel Sekreteri Dr. Ali İhsan Ünlü, Genel Müdür V. Mehmet Yıldırım, DİTİB Dinler ve Kültürler Arası İlişkiler Müdürü Bekir Alboğa, Hannover Bölge Valiliği adına Angelika Walther, Almanya Protestan Kilisesi adına Kilise Konseyi Üyesi Dr. Martin Affolderbach, Hildesheim Katolik Başpiskoposluğu adına Papaz Oliver Lellek, Köln DİTİB Merkez Camii’nin Mimarı Paul Böhm ile diğer davetliler katıldı.



Başkanlığını Frankfurt Goethe Üniversitesi Vakıf Profesörlüğü Bölümü’nden Prof. Dr. Abdullah Takım’ın yaptığı “Evimizin önünde cami, bu kadar yakın ama yine de yabancı” konulu birinci oturmunda, T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı Dış İlişkiler Dairesi Başkanı Prof. Dr. Ali Dere, “Tarihi seyirinde camilerin mimarisi, fonksiyonları, müslümanların kültürel ve sosyal gelişimine katkıları”,



Köln DİTİB Merkez Camii’nin Mimarı Paul Böhm “Almanya’da camilerin inşası ve konumu hakkında dışardan birisi olarak tecrübeleri ve yapımı planlanan Köln DİTİB Merkez Camii’nin projesi”,

Göttingen Türk-Alman Akademiyenler Birliği (TAAK) Başkanı ve DİTİB Göttingen Camii Yönetim Kurul Üyesi Ali Serkan Şahbaz, “Göttingen tecrübesi ışığında Almanya’da cami yapımında karşılaşılan zorluklar ve çözüm yolları” konularında bildirilerini sundular.

Sempozyumun öğleden sonraki bölümünde:

1. Yerel, mimari görünüm ve fonksiyonları açısından şehrinizde nasıl bir cami görmek istersiniz ?
2. Camilerdeki din eğitimi ve okul dışı eğitim. Mevcut hali ve olması gereken durumu, ideal olanı.
3. Din görevlilerinin yeterliliği: ehliyet ve yeterliliğin elde edilmesi için ilahiyat eğitimi; Almanya’da din görevlisi yetiştirilebilir mi? Din görevlisi eğitiminin problemleri ve önündeki engeller .
4. Camilerde yapılan sosyal ve kültürel aktiviteler gibi konular uzmanlar tarafından değerlendirildi.

Başkanlığını DİTİB Genel Sekreteri Dr. Ali İhsan Ünlü’nün yaptığı “Kurum olarak Almanya’da camiler, görevleri ve fonksiyonları” konulu ikinci oturum, açık oturum şeklinde yapıldı.

Açık oturuma; DİTİB Dinler ve Kültürler Arası İlişkier Müdürü ve Müslümanlar Koordinasyon Kurulu (KRM) Dönem Sözcüsü Bekir Alboğa, Hildesheim Katolik Başpiskoposluğu’ndan Papaz Oliver Lellek ve Stadthagen’den Emekli Okul Müdürü Rudolph Krewer katıldılar. Katılımcılar kendi açısından konuları değerlendirirken, izleyicilerin sorularına da cevap verdiler.



Sempozyum’un ikinci günü T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı Dış İlişkiler Dairesi Başkanı Prof. Dr. Ali Dere’nin yaptığı “Camilerin topluma katkıları ve toplumun camilere katkıları”, üçüncü oturumda, Almanya Protestan Kilisesi adına Oberkirchenrat Dr. Martin Affolderbach hıristiyanlar açısından, Frankfurt Göthe Üniversitesi Vakıf Profesörlüğü Bölümü’nden Prof.Dr. Abdullah Takım müslümanlar açısından, Eyalet Milletvekili ve Aşağı Saksonya eski İçişleri ve Spor Bakanı Heiner Bartling politik açıdan, Kuzey Rehn Wesfalya Uyum sorumlusu Thomas Kufen ise Uyum açısından konuyu değerlendirdiler.



Konuşmacıları verdikleri örneklerle müslümanların uyumu açısından camilerin müsbet katkılarına vurgu yaptılar.

Sempozyum sonunda: resmi makamlar, kiliseler ve sivil toplum örgütleriyle ortak çalışma imkanları, entagrasyonda imamların yol gösterici rolü, cami yapımında halkın tutumundan doğan sıkıntılar ve ençok öne sürülen önyargılar, konularında üç ayrı çalışma grubu tertip edildi. Grup sözcüleri gruplarda oluşan düşünceleri katılımcıların huzurunda değerlendirdiler.