DİTİB Online Haber Bülteni & Basın Açıklamaları


2021-08-08 | Hicrî Yılbaşı Mesajı

Hicret’in 1443’üncü Yılı ve Muharrem Ayı

Hz. Peygamber (s.a.s)’in Miladi 622 yılındaki Mekke’den Medine’ye hicreti, Hz. Ömer’in halifeliği döneminde takvim başlangıcı olarak kabul edilmiştir. “Haram kılınan, yasaklanan, kutsal olan, saygı duyulan” anlamlarına gelen Muharrem, 12 ay ve 355 gün olan kamerî yılın ilk ayıdır.

Muharrem ayı Peygamberimiz tarafından “Allah’ın ayı” olarak nitelendirilmiştir.

Muharrem kelime olarak öncelikle “haram kılınmış ay” anlamına gelir. Bu anlamıyla Muharrem ayı; ayrımcılık, dışlama ve ötekileştirmenin yasak edildiği ve insanın ilahî vahye ve yaratılışına yabancı tüm hasletlerinden göç etmesinin emredildiği “terk” ayıdır.

Muharrem hicretle başlar. Hicret, Peygamberimiz ve ashabının Allah’ın emri ile yurtlarını, evlerini, akrabalarını ve sevdiklerini daha güzel, daha özgür bir yaşama pratiği adına terketmeyi göze aldıkları muazzam bir cesaret ve feragat destanıdır. Bununla birlikte, Sevgili Peygamberimiz (s.a.s), “Gerçek muhacir Allah’ın yasakladıklarını terk edebilen kişidir.” buyurarak hicreti, tarih ve coğrafya boyutundan çıkarmış, ahlak ve karakter eğitimi boyutuna taşıyarak, hicretin müslümanlar için kıyamete kadar dinamik bir şekilde yaşanabilecek bir aksiyon olmasını sağlamıştır.

Muharrem ayı, aşure aşında farklı renk, koku ve cinsten tahıl, baharat ve meyvelerin kendi orjinal yapılarını korurken bambaşka bir tadı ortaya çıkardıkları gibi, farklı dinlerden, düşüncelerden, milletlerden oluşan insanların birlikte bir arada, ama kendi kimliklerini koruyarak yaşayabileceklerini öğreten bir aydır. Muharrem ayında müslümanlar, rahmet ve zenginlik vesilesi olan farklı gelenekleriyle aynı saflarda buluşurlar, bu safları sıkılaştırarak birlik ve beraberliğin en güzel örneklerini ortaya koyarlar.

Muharrem ayı aynı zamanda, Nebiyy-i Muhterem Muhammed Mustafa  (s.a.s)’in “cennet gençlerinin efendisi”  diye nitelendirdiği Hz. Hüseyin’in ve aile fertlerinin müstekbir ve zorbaların siyasi ve idari gücü ele geçirme ihtirası için şehid edildiği matem ayıdır. 10 Muharrem 61’de (10 Ekim 680) gerçekleşen ve tarihe Kerbelâ olayı olarak geçen bu menfur, bu insafsız ve bu müessif olay tüm Müslümanları derinden etkilemiş, İslam coğrafyasında yaşayan tüm inananların ırk, dil, kültür, gelenek, mezhep ve meşrep gözetmeksizin yüreklerini dağlamıştır. Kerbelâ olayı, Hz. Hüseyin’in şehadetiyle, müslümanların haksızlıklar karşısındaki onurlu mücadeleleri için eşsiz bir örnektir. Bu yönüyle Kerbelâ, tarih boyunca zulme ve insanlık vicdanına tahdit getirenlere karşı hak, hakikat ve adalet mücadelesi verilmesi  gerektiğini öğreten bir hadise olmuştur.

Muharrem ayı ayrıca bir hesap ayıdır. Muharrem ayında müminler bir yıllık güzel işlerinin ve hayırlı amellerin muhasebesini yaparlar. Önlerindeki bir yıl içinde daha iyi, daha ahlaklı, daha hikmetli hangi amelllerle meşgul olacaklarını düşünürler. Bu yönüyle Muharrem ayı, tarih boyunca müslümanlar için, tutulan oruçlarla ele, dile ve bele sahip çıkılarak nefislerin terbiye edildiği samimiyet ve bereket ayı olmuştur.

Bu duygu ve düşüncelerle, 1443 Hicri Yılı’nın hayırlı ve bereketli olmasını diler,  Cenab-ı Mevlâ’dan cümlemizi Hz. Peygamber ve Ehl-i Beyt sevgisi etrafında barış, huzur, güven, karşılıklı sevgi ve saygı içerisinde sağlık ve afiyet dolu daha nice yıllara eriştirmesini niyaz ederim.

 

Kazım TÜRKMEN
DİTİB Genel Başkanı