Hutbeler

Haccı anlamak

بِسْمِ اللهِ الْرَّحمَنِ الْرَّحِيمِ

وَ لِلّهِ عَلَى النَّاسِ حِجُّ الْبَيْتِ مَنِ اسْتَطَاعَ إِلَيْهِ سَبِيلاً

Bismillâhirrahmânirrahîm
[Rahmân ve rahîm Allah’ın adıyla]
“Yoluna gücü yetenlerin haccetmesi, Allah’ın insanlar üzerinde bir hakkıdır.”

[Âl‐i İmrân sûresi, âyet 97]

قال النبي صلي الله عليه وسلم: اَلْحَجُّ الْمَبْرُورُ لَيْسَ لَهُ جَزَاءٌ إِلاَّ الْجَنَّةُ

Peygamber Efendimiz (s.a.w.) buyuruyor ki:
“Makbul haccın  karşılığı ancak cennettir”

[Buhârî, Umre, 1; Müslim, Hacc, 437]

Muhterem Mü’minler,

Hac mevsiminin başlamasıyla binlerce Müslüman, yakınlarıyla birlikte büyük bir heyecan yaşamaktadır. Bu heyecan mukaddes yolculuğun yaklaştığının habercisidir.

Hac, İslâm’ın temel esaslarından biri olup, imkânı olan Müslümanların Kâbe’yi ve civarındaki kutsal yerleri, belirli vakitlerde usulüne uygun olarak ziyaret etmesi ve belli dinî görevleri yerine getirmesidir. Şartlarını taşıyan her Müslüman’ın ömründe bir defa haccetmesi farzdır. Yüce Allah, Kur’ân‐ı Kerîm’de; “Yoluna gücü yetenlerin haccetmesi, Allah’ın insanlar üzerinde bir hakkıdır.” [1] buyurmaktadır.

Değerli Kardeşlerim,

Hac; dilleri, kültürleri, renkleri, ırkları, ülkeleri, sosyal ve ekonomik durumları farklı, ancak hedefleri bir olan milyonlarca Müslümanın ilahî aşkla bir araya gelmesi, birlikte Allah’a yönelmesidir. Hac; Hz. Âdem’den itibaren peygamberlerin ve Hz. İbrahim’in hatırasını benliğimizde yaşamaktır. İlahî vahyin beşiğini, Hz. Peygamberin tebliğini ve tevhîd mücadelesini yakından tanımak, tarihle bütünleşmek, bir buçuk milyarlık İslâm dünyasından, bu topraklara davet edilen sınırlı sayıdaki temsilciden biri olmanın hazzını ve sorumluluğunu omuzlarımızda hissetmektir..

Hac; dünyanın dört bir tarafından gelen mü’minlerin birbiriyle tanışmaları, kaynaşmaları ve dertlerini paylaşmalarıdır. Hac, iman ve ibadet bilincinin derinleştiği, din kardeşliğinin duygu ve davranışlara yansıdığı, İslâm dinine mensup olmanın gurur ve heyecanının, sabır ve hoşgörünün, yalnızlığın, mahşer duygusunun iç içe yaşandığı müstesna bir zamandır. Hac, bir Müslüman’ın, malını Allah rızası için feda edebileceğini gösteren büyük bir kulluk göstergesidir.

Kıymetli Kardeşlerim,

Günlük elbiselerini çıkararak ihrama giren bir mü’min, dünyanın geçici olduğunu, makam, mevki gibi bütün varlığını burada bırakacağını, ahirete sadece kefenle gideceğini yaşayarak anlar. Manevî duyguları doruk noktasına ulaşır. Diğer bütün mü’minlerle birlikte, hep bir ağızdan; “Lebbeyk, Allahümme lebbeyk!”: “Buyur Allahım! Emrine amadeyim. Allahım! Senin eşin ve benzerin yoktur. Emret Allahım! Her türlü övgü, sana mahsustur. Nimet de senin, mülk de senin. Senin eşin ve benzerin yoktur.” diyerek Telbiyeyi okur. Yüce Rabb’inden af ve mağfiret diler. Aynı şekilde Kâbe’yi tavaf ederken, Arafat’ta vakfe yaparken kendisi, aile fertleri ve bütün Müslümanlar için dua eder. İşte bu coşku ve heyecanla gözlerden akan yaşlar, günahlara keffaret, ruhlara şifa olur.

Muhterem Mü’minler,

Hac ibadeti, bize yeni bir kulluk şuuru kazandırıp hayatımızda yeni ve güzel bir sayfa açmalıdır. Hayatında sadece bir kez hacca gidebilen Peygamber Efendimiz şöyle buyurdular: “Makbul haccın  karşılığı ancak cennettir.” [2] Bu büyük ödülü, yaptığımız haccın sayısı değil, sadece bir defa yapmış olsak bile, Allah katındaki değeri kazandıracaktır.

Hacca, başkalarının kusurlarını değil, kendi kusurlarımızı görmek ve düzeltmek için gideceğiz. Orası, başkasından değil, kendimizden şikayet etme; tövbe, istiğfar ve dua etme yeridir. Hac, asla sıradan bir yolculuk, turistik bir olay gibi düşünülmemelidir. O bir ibadettir, mânevî bir arınma ve yükseliştir. İnsanın, mümkün olduğunca maddî, bedensel ve dünyevî heveslerini geride bırakarak, kalbinden atarak, asıl hedefine kilitlenmesidir.

Hutbemi Peygamber Efendimizin şu hadîs‐i şerîfiyle bitiriyorum: “Kim Allah için hacceder, kötü söz ve davranışlardan sakınırsa (kul hakları hariç), annesinden doğduğu gün gibi (temiz ve günahlarından arınmış olarak evine) döner.” [3]

[1] Âl‐i İmrân, 3/97
[2] Buhârî, Umre, 1; Müslim, Hacc, 437.
[3] Müslim, Hacc, 436.

Lokman ÖZTÜRK
DİTİB Eppingen Camii Din Görevlisi

2012-10-05