İçinde bulunduğumuz 21. yüzyılda hala kadınların ülke ülke, bölge bölge mağduriyete uğradıklarına şahit oluyoruz. Çeşitli kadın kuruluşları, sivil toplum örgütleri, devlet kurumları ve vakıflar büyük çaba sarf ederek kadına yönelik şiddet, sosyal dışlama, ekonomik ve siyasi ayrımcılıkla mücadele ediyorlar. Ancak bütün bu çabalar sorunu aşmaya yetmiyor.

Müslüman toplumlar da bu çabaya kendi iç dinamiklerini harekete geçirerek katkı sağlamak zorundalar. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (S.A.V) başlattığı insanın ve özellikle de toplumun ezilen ve yok sayılan unsuru kadının birey olarak kabul edilmesi, güçlendirilmesi çabaları, maalesef Müslümanlar tarafından yer yer anlaşılamamış ve devam ettirilememiş. Günümüzde Müslüman toplumların yaşadığı en büyük problemlerden birisi de budur.

Dünya’nın çeşitli beldelerinde kadına karşı şiddet ve yaşanan olumsuzluklar, kadının eşit ve güçlü bir birey olarak siyaset ve toplum tarafından kabul görmesi sorununun, ne dinlere ne de kültürlere atfedilecek kadar basit olmadığını gözler önüne sermektedir.

Dünya üzerinde yaşanan bu acılara elbette sessiz kalmayacağız. Ancak önceliğimiz birlikte yaşadığımız Avrupa ülkelerinde var olan sorunları sıfır noktasına indirmek ve Müslüman kadının daha katılımcı, daha güçlü ve daha etkin hale getirilmesine destek vererek yaşadığımız toplumların daha güçlü, dinamik, huzurlu olmasına katkı sağlamaktır. Ülkemiz Almanya’da başörtüsünden dolayı sosyal ve ekonomik katılımcılıkları engellenen kadınların oluşturulan bu mağduriyetine engel olmak da bizim vazifemizdir. İlahiyat fakültelerinde okuyan öğrencilerin % 70’i bayan olduğu, bu öğrencilerin %90’ının başörtülü olduğunu biliyoruz. Bu genç hanımların mezun olduklarında öğretmenlik yapmaları önündeki engellerin kaldırılması için mücadele etmek de bir dini cemaat olarak asli görevlerimizdendir.

Bu sorunu ciddiye almak, kadınları toplumun her katmanında görev, sorumluluk ve inisiyatif almaya, erkekleri de bu görev, sorumluluk ve inisiyatifleri paylaşmaya hazırlamak hepimizin görevi olmalıdır.
Demokrasi ve insan haklarının yerleştiği ülkelerden birisi olan Almanya’da özellikle göçmen ve Müslüman kadınların toplumun her katmanında birey olarak daha fazla katılımı sağlamak, başta dini kuruluşlar olmak üzere herkes için bir görevdir.  Ayrıca siyaset Müslüman kadının katılımını sağlayıcı olumlu mesajlar vermek zorundadır.

DİTİB, Müslüman Kadın Birliği, Eyalet Kadın Birlikleri ve dernekleri ile Almanya’nın farklı şehirlerinde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle çeşitli etkinlikler yaparak kadınların güçlendirilmesi çabalarını sürdürmektedir.


DİTİB Federal Kadın Birliği