DİTİB Online Haber Bülteni & Basın Açıklamaları


2013-01-30 | Basın Açıklaması

Unutulmasın!

30.01.2013 tarihinde Hitlerin iktidara gelmesinin 80. yıldönümü münasebetiyle Almanya genelinde pek çok anma etkinlikleri düzenlenmektedir. Bu münasebetle Diyanet İşleri Türk İslam Birliği, teşkilat, gençlik, kadın ve sosyal çalışma sorumlularından oluşan bir heyetle, çeşitli projelerde DİTİB’in kooperasyon ortağı olan ve aynı zamanda nasyonal sosyalistlerin ötenazi uygulaması kurbanlarının anısını canlı tutan yerlerden biri olan Hadamar müzesini ziyaret etti.

Hadamar ötenazi merkezi tarihle yüzleşmenin, akıl almaz, tüyler ürperten bir felaketi anlamanın hatırlamanın ve gelecek nesillere bu müessif olayı aktarmanın en önemli mekânlarından biridir. Hadamarda zihinsel ve bedensel özürlü 10.000 insan çocuk, kadın, erkek demeden 1941 yılında yaklaşık altı ay zarfında “saf Alman ırkı”nı oluşturmak için önce gaz verilip öldürülmüş sonra da fırınlarda yakılmıştır.

1933 yılında başlayan ve ikinci dünya savaşı ile devam eden bu tarihi süreçte en önemli olaylardan biri de Holocaust’dur. Birleşmiş Milletler, Ausschwitz-Birkenau deki toplama kampının Nasyonal Sosyalistlerin elinden kurtarılarak kapatıldığı 27 Ocak 1945 gününü 2005 yılında Uluslararası Holocaust Kurbanlarını Anma Günü olarak ilan etti. Bu tarihi olaylar bizlere aşırı sağ zihniyetlerin kendiliğinden oluşmadığını bilakis endişe verici sosyopolitik atmosferle içice ve ilintili olduğunu gösteriyor. Bu tür süreçler demokrasinin gizlice altının oyulması, kişisel hakların kısıtlanması ile başlayıp soykırıma kadar devam edebilmektedir. Bu olaylar bizlere kurbanları insan olarak görmeyip çeşitli kategorilere ayırmanın ve dili propaganda aracı olarak kullanmanın nasıl bir felakete yol açtığını göstermektedir.

DİTİB Yönetim Kurulu Üyesi ve Basın Sözcüsü Bekir Alboğa konuyla ilgili açıklamasında: “Aradan seksen yıl geçmesine rağmen, Avrupa’nın göbeğinde nasıl böyle bir olayın gerçekleşebilmiş olduğunu anlamakta halen zorluk çekiyor, adeta şok oluyoruz. Sadece 1933 yılında yaşanan ve devamındaki savaş yıllarında sinsice artarak bir dinin mensuplarına, toplumun en zayıf katmanlarına ve tüm topluma karşı akıl almaz bir insanlık suçu işleyen gelişmeler, insanın kanını donduruyor. Holocaust, insanı hiçe sayan azılı ırkçılığıyla Alman tarihinin en karanlık sayfasıdır.

Her türlü ırkçılığa, yabancı düşmanlığına, yabancı korkusuna ve antisemitizme karşı birlik olmamız, bu tür felaketlerin tekerrür etmemesi için birlikte hareket etmemiz gerekir. Bunun için geniş katılımlı yerel inisiyatifler, şehir halkının ve sivil toplumunun, mümkün olduğu kadar çok grupların, derneklerin, okulların ve dini cemaatlerin de dahil edildiği ortak girişimlerle buna karşı durmamız gerekmektedir. Gelişmeler çoğu zaman ilk etapta eğitim ve sosyal gruba aidiyet sorunları olarak karşımıza çıksa da tehlikelere karşı her daim teyakkuzda ve bu konulara duyarlı olup, birbirimize karşı olan sorumluluğumuzu yerine getirmeliyiz. ” dedi.

DİTİB Genel sekreteri Suat Okuyan ise duygularını: “Peygamber Efendimiz (sav), insan hakları evrensel beyannamesi niteliğinde olan veda hutbesinde şöyle buyurmuştur: ‘Ey insanlar şuna dikkat ediniz, sizin Rabbiniz birdir, babanız birdir. Arabın Arap olmayana, Arap olmayanın Arap olana, beyazın siyaha, siyahın beyaza Allah’a itaat dışında bir üstünlüğü yoktur.1 Şüphesiz Allah, sizin bedenlerinize ve suretlerinize bakmaz, ancak kalpleriniz ve amellerinize bakar.‘ buyurmuştur.“

Bu gibi yerler bizlere Peygamber Efendimiz (sav)’in veda hutbesinde yaptığı ikazı, hepimizin Allah’ın yaratıkları olduğumuzu, insanın dini, dili, ırkı veya herhangi bir başka farklılığından ötürü saldırıya uğraması durumunda sorumlu olduğumuzu ve buna karşı çıkmamız gerektiğini hatırlatmaktadır. Özellikle dışa da vuran, görünür olan dini ya da etnik aidiyetler ve farklılıkların insanları hedef haline getirerek şiddet ve saldırıya maruz kalmalarına dini açıdan da birlikte karşı çıkmalıyız” şeklinde ifade etti.


Basın Bürosu