DİTİB Online Haber Bülteni & Basın Açıklamaları


2008-11-04 | Haber

Basın Açıklaması

6 Kasım 2008 Perşembe günü gerçekleşecek 3. Uyum Zirvesi öncesi, basına bir açıklama yapan DİTİB Yönetim Kurulu, Uyum Zirvesi’nden beklenenleri dile getirerek, Zirve’nin göçmenleri temsilen katılan sivil kitle örgütlerinin sesine kulak vermesini istediklerini ve Federal Hükümet’ten gerçek bir diyalog beklediklerini açıkladı.

DİTİB Yönetim Kurulu adına yapılan basın açıklamasında şu görüşlere yer verildi:

„İyi niyetlerle hayata geçirildiğine inandığımız Uyum Zirvesi, maalesef şimdiye kadar daha önceki çalışmalarıyla göçmenlerin durumunu iyileştirici ve Almanya’nın eşit birer parçası olarak topluma uyum sağlamalarını kolaylaştırıcı, önemsenecek tedbirler aldıramamış, tersine aile birleşimi ve Alman vatandaşlığına geçiş konularında daha zorlaştırıcı sonuçlar doğurmuş, göçmenlerin istek ve talepleri bu zaman içerisinde artmıştır.

Böyle olmasına rağmen, göçmen kuruluşlarının temsilcileri ile bir platformda buluşma ve karşılıklı diyalog çabalarına olumlu bakıyor ve bazı konularda somut ve uyuma katkı sağlayacak önemli ve istikrarlı kararların alınmasını ümid ediyoruz.

Yerel seçimlerde seçme ve seçilme hakkının verilmesi, yani oy hakkı, demokratik ve açık toplumlarda eşitlik ve çoğulculuğulun temel ilkesidir. Bu imkanlardan da göçmenlerin faydalanması gerekir.

Alman vatandaşlığına geçişte de ekonomik şartlar dikkate alınarak daha gerçekçi yaklaşımlar bekliyoruz. Gençlerin gelir düzeylerine bakılmaksızın Alman vatandaşlığına alınmalarının ve vatandaşlığa geçişin kolaylaştrılmasının şart olduğu inancındayız. Bu sebeple 27 yaşına kadar, gelir düzeyine bakılmaksızın genç insanların Alman vatandaşlığına kabulüne imkan verilmeli, vatandaşlıktan çıkış mecburiyeti kaldırılmalıdır. Vatandaşlık testi yerine, sadece uyum kursuna katılmak yeterli sayılmalı, çifte vatandaşlığa imkan tanınmalıdır.

Alman eğitim sisteminin, özellikle göçmenlerin topluma katkısına imkan sağlayacak şekilde reform edilmesi de kaçınılmazdır. Sadece göçmen çocukları için değil, değişen şartlarda genel hatlarıyla eğitim sisteminde köklü reformlara gidilmesi bir zorunluluktur. Çok erken yaşlarda çocukları eleyen ve yüksek öğrenim görmelerinin önüne engeller koyan eğitim sistemi yeniden gözden geçirilmelidir. Göçmen çocuklarının anadillerinin ve kabiliyetlerinin dikkate alındığı ve bir zenginlik olarak kabul edildiği, hata arayan değil, kaynakları, bilgi ve becerileri dikkate alan bir eğitim sisteminden yanayız. Başta anadil eğitimi olmak üzere diğer dillerin de teşvik edilmesi faydalı olacaktır.

Göçmenlerin topluma uyumu, kamu kuruluşlarında nüfus oranına göre temsil edilmeleri ile ölçülür. Kamunun, en azından nüfus oranını dikkate alarak göçmenlere kapılarını açmasını ve kotalar koymasını, bu sayede göçmenlerin topluma katkı sağlamalarının kolaylaştırılmasını, uyum açısından gerçekçi buluyoruz. Burada öncelikle belediyelere, resmi kurumlara, federal ve eyalet hükümetlerine görev düşmektedir. Zira bu, Alman toplumunun açılım sürecinin göstergesidir.

Hayatın her alanında karşılaşılan dışlanma tecrübelerinin de, uyumun önündeki en önemli engellerden biri olduğuna inanıyor, Eşit Muamele Yasası için birlikte daha etkin bir tanıtım ve uygulama istiyoruz.

Aile birleşiminin önündeki engellerin de biran evvel kaldırılarak, uyum kurslarının Almanya’da sunulmasının ve süresiz oturma hakkı (Niederlassungserlaubnis) alabilmek için öngörülen gelir düzeyinin, ekonomik şartlar dikkate alınarak daha düşük tutulmasının doğru olacağını düşünüyoruz.

Bütün bu taleplerin karşılıklı diyalog çerçevesinde, konunun uzmanı olan akademisyenlerin de katılımıyla Alman hükümeti, sivil göçmen kuruluşları ve sosyal hizmet çatı örgütlerinin (Wohlfahrtsverband) iştirakiyle oluşturulacak bir platformda ayrıntılı olarak tartışılmasının, kısa süreli zirvelerden daha fazla katkı sağlayacağını umuyor ve zirvede bu taleplerin de dikkate alınmasını temenni ediyoruz.”

DİTİB Genel Yönetim Kurulu