DİTİB Online Haber Bülteni & Basın Açıklamaları


2019-08-09 | Mesaj

Kurban Bayramı Mesajı

Neşe ve sevinç günleri olan bayramlarımız, ruhumuzun nefes almasına, kardeşlerimiz arasında yıkılan köprülerin yeniden onarılmasına, kapanan kapıların tekrar açılmasına, zayıflayan akrabalık ve komşuluk bağlarının güçlenmesine, yeryüzünde iyilik ve tebessüm katsayısının artmasına vesile olan muhteşem rahmet iklimleridir.

Yüce dinimiz İslam, birlik beraberliğimizi kuvvetlendireceğimiz, cennetin atmosferini dünyada iken hissedeceğimiz iki güzide bayram hediye etmiştir. Bu bayramların ilki, Allah’ın insanlığa son mesajlarını bildirdiği, Kur’an’ın doğumu hatırına geçtiğimiz aylarda uğurladığımız Ramazan Bayramı; diğeri ise 11-14 Ağustos 2019 tarihlerinde büyük bir coşkuyla idrak edeceğimiz, Allah’a yaklaşma ve O’na teslimiyetimizi sunmanın ifadesi olan Kurban Bayramıdır. “Kurban” kelimesi maddi-manevi her türlü yakınlığı ve yakın olmayı kuşatacak bir anlam yelpazesine sahip olan bir kavramdır. Dini terminoloji olarak kurban, kendisiyle Allah’a yaklaşılan şeyi, özel olarak da Allah’a yakınlık sağlamak (kurbet) amacıyla belli vakitte belirli cinsten hayvanları kesmeyi ve bu amaçla kesilen hayvanı ifade eder.

Kurban ibadetinin tarihçesine baktığımızda Kerim Kitabımız Kur’an bizlere, Hz. Adem’in iki oğlunun, biri gönüllü diğeri gönülsüz sundukları iki kurbandan bahseder. Tabii ki bir işe gönül katıldığında, gönüllerin yegâne sahibi tarafından kıymet görecektir. Zira Rabbimiz kullarının kalplerine ve ortaya koydukları eylemlerine kıymet verir.[1]Sorumlu ve duyarlı bir duruş sergileyenlerin Kurbanları kabul edilir. [2]

Tarihte birçok medeniyette niteliği ve yapılış biçimi farklı olsa da özünde kutsal güce yaklaşma, ondan yardım isteme, daha iyiye talip olma vb. sebeplerle sunaklar, adaklar ve kurbanlar sunulmuştur. Kurban olarak sunulan nesneler medeniyetlere göre farklılık göstermekle birlikte, bitkilerin, hayvanların ve bazı toplumlarda insanların, genç kızların ve hatta çocukların kurban edildiği, yapılan tarihsel ve jeolojik kazılarla gün yüzüne çıkmış bir olgudur. Tabi ki insanları kurban etmek hiçbir zaman Yüce Allah’ın muradı olmamıştır. Yapılagelen bu vahşete son verecek çağlar üstü mesaj, üç semavi dinin ortak atası olan Hz. İbrahim ve oğlu Hz. İsmail üzerinden bir kez daha tüm insanlığa ilan edilmiştir.

Öyle ki; baba İbrahim rüyasında oğlunu kurban ettiğini görünce, gördüğü rüyayı oğluna anlatarak fikrini sorar. Yavrusunun verdiği cevap da tıpkı babasının kararı gibi teslimiyet abidesidir: “Babacığım, sana bu emredildiyse yerine getir. İnşallah beni sabredenlerden bulacaksın.”[3] Biri canından diğeri cananından vazgeçeceği esnada Yüce Allah, duruma müdahale ederek asıl muradının bu olmadığını, gönderdiği kurbanlık hayvan üzerinden beyan etmiş olur. İlahi mesaj açık ve nettir: “Rabbinize yaklaşmak istiyorsanız bunu insan öldürerek değil, yaşatarak yapın!” Müslümanlar olarak bizler, aldığımız bu kutsal mesaj doğrultusunda insan yaşamına katkı sağlayan her türlü faaliyetin öncüleri olmakla mükellef olduğumuzu hiçbir zaman unutmamalıyız.

Bizler, kurban bayram günlerinde bu duygu ve düşüncelerle sembolik olarak kendimizi Hz. İbrahim’in yerine koyar, adanılacak tek kapının Allah kapısı olduğunun bilinciyle hareket ederiz. Bizler, kurbanlık hayvanlara protein ihtiyacımızı karşılayan “et” gözüyle değil, bizleri Allah’a yaklaştıran, kardeşlerimizle yakınlaştıran bir “kurbiyyet” gözüyle bakmayı amaçlayan bir inanç sisteminin mensuplarıyız. Bizler, hanımına; “kurbandan bize ne kaldı?” diye sorunca, eşinden aldığı cevap üzerine; “Aişem, desene kalan o parçadan hariç, infak ettiklerimiz bize kalmış”[4] buyuran cömert peygamberin yolunun yoldaşları olarak, küresel çapta fedakârlıkların mimarları olmalıyız.

Hamdolsun ki, Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DITIB) teşkilatı olarak, Türkiye Diyanet Vakfı ile birlikte “Kurbanını Paylaş, Kardeşinle Yakınlaş” sloganıyla büyük bir titizlik ve özveriyle yürüttüğümüz vekâletle kurban organizasyonu, bu amaca hizmet etmek için dünya çapında yaklaşık 150 ülke ve 500’e yakın farklı bölgede faaliyet göstermektedir. Bu yıl da milyonlarca aileye kurban emanetlerinizi ulaştırarak, dua olmanın ve dua almanın mutluluğunu inşallah hep birlikte yaşayacağız. Kurban vesilesiyle ırkları, renkleri, dilleri, kültürleri, yaşam biçimleri ve dünya görüşleri farklı, fakat davaları ve amaçları aynı olan büyük iman ailemizle bir bedenin parçaları gibi birbiriyle irtibatlı, bir binanın tuğlaları gibi birbirine kenetli olduğumuzu bir kez daha ilan etmiş olacağız.

Müslümanlar olarak bizler aynı dünyayı paylaştığımız insanlarla daha huzurlu bir dünyayı amaçlıyorken, son zamanlarda daha da artış gösteren, inancımıza ve kutsal mekânlarımıza yapılan farklı boyuttaki saygısızlıklar maalesef bizleri derinden üzmektedir. Bizler her ne olursa olsun sağduyu ile hareket etmekten asla vazgeçmeyecek, on yıllardır sırt sırta, omuz omuza, alın terimizle birlikte suladığımız bu topraklarda, birkaç kişi veya grubun birlik ve beraberliğimizi bozmalarına asla fırsat vermeyeceğiz. Rabbim böylesi kutlu zaman dilimleri hürmetine bizleri ayrıştırmaya çalışanlara fırsat vermesin. Varlık sebebimiz olan anne-babalarımıza, hayatın yükünü birlikte omuzladığımız eşlerimize, geleceğimiz olan yavrularımıza, aynı coğrafyayı paylaştığımız tüm komşularımıza sağlık, sıhhat ve huzur lütfeylesin. Bizleri kendine yaklaşan, Müslüman kardeşleriyle yakınlaşan, sekiz milyarlık insanlık ailesiyle kucaklaşan yüce gönüllü ve hoşgörülü insanlardan eylesin.

Bu duygu ve düşüncelerle tüm İslâm âleminin mübarek Kurban Bayramı’nı tebrik ediyor, bayramın iç dünyamıza, hanelerimize, aynı sokağı, aynı mahalleyi, aynı çatıyı paylaştığımız komşularımıza, ülkemize, dünyamıza huzur ve mutluluk getirmesini Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum.


Kazım Türkmen
DİTİB Genel Başkanı

 

 

[1] Müslim, Birr, 33
[2] Mâide Suresi; 27
[3] Saffat Suresi, 102
[4] Tirmizî, Kıyâme, 33